[vc_row][vc_column][vc_column_text]

Enerji 2023: Girişimcinin Gündemi

Girişimci Kulübü, 13 Şubat 2014, The Ritz Carlton Balo Salonu, İstanbul

Mehmet Öğütçü[1]

mehmet_ogutcu

Girizgah

Yaklaşık 25 yıldır değişik şapkalarla enerji sektöründe yer aldım.OECD’de öğrendiğimiz “çok-boyutlu bakış“ en fazla bu sektörde işime yaradı. Zira, enerjinin çevre, finansman, rekabet, ticaret, yatırım, dış politika/güvenlik ve teknoloji boyutları o kadar önemli ve içiçe geçmiş ki tek başına ele alınması sizi yanıltabilir, çabalarınızı eksik bırakır.

Enerji diplomatı olarak Dışişleri’nde, IEA, OECD ve Energy Charter yöneticisi olarak çoktaraflı uluslararası kuruluşlarda, BG Group, Invensys, Genel Energy, Windsor Energy Group, Global Resources Partnership’de direktör, yönetim kurulu üyesi, danışman ve nihayet yatırımcı/girişimci olarak. The Bosphorus Energy Club kanalıyla da en üst düzeyde bölgemizdeki enerji, yatırım ve siyaset dünyalarını tek bir stratejik çatı altında buluşturuyoruz.

Bu nedenle, Türkiye’de girişimciliği özendirme ve destekleme vizyonuyla hareket eden “Girişimci Kulübü”ne davet edilmiş olmaktan, bugün sizlerle deneyim ve görüşlerimi paylaşacak olmaktan dolayı özel bir zevk duyuyorum.

Girişimcilik, ekonominin can damarıdır, yenilenmenin, rekabet gücünü arttırmanın lokomotifidir. Katma değeri yükseltir, geleceğimizi şekillendirir. Toplumda dinamizmi ve geçişgenliği sağlar.

Ve hemen her alanda kendilerine “niche” yaratan girişimciler için dünya’nın olmazsa olmaz sektörleri gıda, enerji, şu, çevre ve telekomünikasyon kritik önem taşıyor. Bu sektörlere ve onlarla bağlantılı hangi ise girerse girsin, inanıyorum ki, girişimci mutlaka yaratıcılığını gösterecek, yeni değerler, süreçler yaratacaktır.

Bununla birlikte, enerji sektörünün ve bu sektörde girişimciliğin diğer sektörlerden biraz farklı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Zira, enerji hem uzun zaman, hem sabır hem de yoğun sermaye gerektiriyor. Ayrıca, siyasi, hukuki, çevresel, jeolojik, finansal riskleri daha fazladır. Yani, herkesin çok ilgi duyduğu ancak öyle her girişimcinin harcı bir sektör olmadığı aşikar.

“Fırsat” peşindeki “girişimci“ kuyumcular, tekstilciler, inşaatçılar gerekli kapasiteleri yaratmadan modaya uyup sökün ettiler bu sektöre son 10 yılda. Ortaya çıkan başarı/başarısızlık tablosu başka bir konuşmanın konusu.

Enerji denilince kaplama alanı o kadar geniş ki…

– Petrol, doğal gaz, kömür gibi fosil yakıtlardan mı bahsediyoruz yoksa bunları kullanarak üretilen benzin, dizel, asfalt, elektrikten mi?

– Yoksa rüzgar, jeotermal, hidro, nükleer, güneş gibi yenilenebilir enerjiden mi konuşuyoruz?

– Enerji verimliliği, iletişim hatları, boruhatları, petrol ve sıvı doğal gaz tankerleri, yükleme limanları, rafinerilerden mi dem vuruyoruz?

– Daha da genişletirsek enerjinin hükümet nezdindeki çevre, vergi, rekabet, finans ayaklarını da dahil etmeli miyiz?

– Ya da dünyadaki düşük karbon rekabeti yerine, karbon yoğun bir ekonominin adımlarının atıldığı iklim ekonomisine mi yönelmeli?

Önümüzdeki yıllarda  “enerji”, “yatırım”, “teknoloji”, “temiz ve yeşil ekonomi”, “boru hatları” ve “jeo-politika” sözcüklerini ve birbirleri arasındaki bağlantıyı şimdiye kadar olduğundan daha sık duyacağız. “Güç kayması” ve “oyun değiştirici” sözcüklerini de.

***

Üç ana konuya odaklanmaya çalışacağım:

  • 2023 vizyonu: Geleceği tasarlamanın önemi
  • Dünya enerjisinde ve ülkemizdeki oyun-değiştirici gelişmeler
  • Girişimcilere mesajlar
2023 Vizyonu: Geleceği tasarlamanın önemi

Öncelikle, vizyondan ne anladığımızı ortaya koymakta yarar var. Misyon, vizyon sözcükleri hem hükümetin, hem şirketlerin, hem de insanlarımızın diline pelesenk olmuş durumda. Hemen her şirketin web sayfasında mutlaka üçer cümlelik misyon ve vizyon tanımları var. Son dönemde AKP hükümeti de böyle bir vizyonu hem seçim kampanyasında hem de icraatında ortaya koydu. Kentler, şirketler, sektörler 2023 vizyonlarını hazırlıyorlar harıl harıl.

Bizim kastettiğimiz, masa başında hazırlanmış, rakamların uzatılması, matematiksel genleştirilmesi ile zenginleştirilmiş, bol vaatler sunan bir vizyon değil. Bunlar, tartışmalara birkaç ay esas teşkil eder ve sonra başka bir vesileyle yeniden hatırlanana kadar tozlu raflara kaldırılır.

Bize canlı, her gün yaşayacak, içimizdeki umutları yeşertecek, gerçekçi ama biraz da hayal aleminin çeperlerini zorlayan uygulanabilir, paydaşlarca sahiplenilmiş bir vizyon lazım.

Bu ülkedeki en çok şikayet ettiğimiz şey, sorunlara teşhisi koymada, onları dillendirmedeki başarıyı ne yazık ki icraatta gösterememek. Çok konuşup az yapıyoruz.

Peki bunların icraatını kimler, nasıl yapacaklar, sonuçlar ölçülecek mi, toplumun geniş katmanları, beyin sermayesi, mavi yakalılar ve uluslararası camia vizyonun icraata dönüştürülmesinde nasıl roller üstlenecekler, kimler sürükleyecek bu vizyonu?

Hepimizin bir çipaya ihtiyacı var. Kendimizi bağlayacağımız hedeflere, değerlere, takvime, disipline ihtiyacımız var. Bize istikamet duygusu verecek, yol aldıkça gözden geçirip güncelleştireceğimiz, boşa kürek çekmediğimizi hissettirecek bir yol haritasına, vizyona.

Ülkemiz açısından bakarsak aslında geleceğe umut ve heyecanla bakılması, büyük iddia ve hayallerin gerçekleştirebilmesi için yeterli irade, kaynak ve potansiyel mevcut.İş, büyük ölçüde yağ, un ve şekerin uygun kıvamda “helva”ya dönüştürülmesinde düğümleniyor

Kişi başına gelirimiz son ekonomik bunalımdan sonra hayli geriledi; ancak yine de satın alma gücü paritesine göre GSMH toplamı sıralamasında ilk onaltı ülke arasındayız dünyada  Üstelik kayıt dışı ekonomi bu hesaba dahil değil  Muazzam altyapı projeleri başlattık.

Ekilebilir arazi büyüklüğü bakımından, dünyanın 10’uncu ülkesiyiz  Toplam nüfus açısından ise dünya 17’incisi Şimdilik Batı’yı telaşlandıran “yaşlanan nüfus” korkusu henüz bize sirayet etmedi  1990 ile 2030 arası dönemde OECD nüfusu içinde yaşlıların oranı neredeyse iki kat artarak yüzde 13’den yüzde 22,5’a yükselecek.

Avrupa’nın iyi yetişmiş genç emek ve beyin gücü Türkiye kaynaklı olabilir  Daha da iyisi, Avrupa’nın en iyi beyinlerini ülkemize çekebiliriz. İnsanları İstanbul’a çekmek için artık bileklerini bükmemiz gerekmiyor.

Kağıt üzerinde etkileyici gözüken bu verilere bir de Türkiye’nin jeostratejik önemi, imparatorluk mirasını, yüzyıllara dayanan kurumlarını, muhteşem doğasını, turizm varlıklarını, imbikten süzülmüş geleneklerini, birbirine geçmiş onca değişik kültürlerini, Balkanlar’ı, Ortadoğu’yu, Akdeniz’i ve Kafkasya’yı birleştiren anahtar ülke konumunu, NATO’nun ikinci büyük ordusunu, elindeki su rezervlerini, Doğu-Batı Avrasya enerji koridoru özelliğini ekleyin

Görünen manzara, yine kağıt üzerinde, tüm temel unsurları sağlam görünen, “geleceği parlak” bir Türkiye.

En önemli varlıklarımızdan birisi de sizsiniz: dinamik müteşebbisler.

Coğrafyamız hem bölgemizi hem de küresel gelişmeleri çok iyi okumamızı, bazı eğilimleri önceden görüp politikalar geliştirmemizi, kararlar almamızı gerekli kılıyor.

Geleceğimizin patronu olabilmek için değerler, toplum ve teknolojideki değişimleri anlayabilmemiz, karşımızda duran küresel meydan okumaları, jeopolitik, ekonomik ve çevresel ikilemleri çözümleyecek şekilde kendimizi donatmamız, kapasitemizi güçlendirmemiz gerekiyor.

Başlangıçta kökten değişim rüzgarının tepeden inme getirilmesi zorunluluk arz edebilir  Zira, her konuda bıçakla kesilmiş karpuz gibi taraf olmaya hazır insanların dünyasında değişimden yana icraat yapabilmek hem cesur olmayı, hem risk almayı gerektiriyor  Hem de ülkenin toplumsal dokusunu, özlem ve saplantılarını iyi okumayı

Kurumların henüz yerli yerine oturup belli bir düzeni idame ettiremediği bizimki gibi toplumlarda lokomotif rol üstlenecek liderler kritik öneme sahiptirler  Onlar, şayet iyi teçhiz edilmişlerse, çevrelerinde kendini ideallere adamış ehil kadrolar oluşturabilirlerse, demokratik mekanizmaları sonuna kadar kullanıp toplumlarını şevklendirip belli hedefler istikametinde daha yukarılara doğru sürükleyebilirler

Biz 200 kusurluk uluslararası toplumun sıradan bir üyesi değiliz. Dünyanın en değerli gayrimenkulünün üzerinde oturuyoruz. Küresel düzen hakimiyeti iddiasını taşımış bir imparatorluğun mirasçıları olarak yeni ortaya çıkacak düzende hatırı sayılır bir bölgesel güç olarak sivrilmemiz kaçınılmaz.

Şu ya da bu şekilde genlerimize sinmiştir bölgesel güç DNA’sı. Ne kadar beceriksiz davransak ne kadar çapsız hareket etsek de coğrafyamız, kültürümüz, geçmişimiz ve bugünün reel politiği bizi zarların yeniden atıldığı bu dönemde Akdenizli, Karadenizli, Balkan, Ortadoğu ve Kafkas bölgesel gücü olarak öne sürecek.

İşte bu nedenledir ki, AKP’nin 12 Haziran 2011 seçimlerinin temel taahhütnamesi olarak “Türkiye Hazır – Hedef 2023” Vizyonu’nu ortaya koyması önemli bir adım idi. Ardından diğer siyasi partilerin, seçim kampanyalarında büyük ölçüde ülkenin geleceğini nasıl biçimlendirecekleri, hangi somut projeleri uygulamaya koyacakları üzerine görüşler geliştirmesi, hatta kim önce 2023 vizyonunu savundu tartışmasına girmesi de.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 için konulan  hedefleri mütevazı bularak “Biz yüzde 7 büyümeye odaklı politikalar üreteceğiz. İhracat için 545 milyar dolar hedefi de yeterli değil, bizce 650 milyar dolar olmalı” diyerek, daha iddialı bir yol haritası çiziyordu. Keşke…

Aslında sekiz yıla yayılacak iki iktidar dönemi Türkiye’nin çehresini değiştirecek nitelikte köklü başarılara imza atılması için yeterli bir süredir. Nitekim, günahıyla sevabıyla mevcut hükümet ilk iki dönemde köklü dönüşümler gerçekleştirdi.

Unutmayalım ki, Atatürk zamanının tüm olumsuz koşullarına ve yetersizliklerine karşın 1923-1938 zaman diliminde, yani sadece 15 yılda, Osmanlı’nın küllerinden dipdiri bir Cumhuriyet kurmayı başarmıştı.

Düşünürseniz bu sürat ve bilgi çağında yine 15 yıllık bir süre olan 1985-2000 ve 2008-2013 arasında neler neler yapılabileceğini ve yapamadığımızı. Ve de 2014-2023 arasındaki zaman diliminde bizleri bekleyen çetin meydan okumaları…

Güçlü, akıllı, yaratıcı ve özgüvenli olduğumuz ölçüde kendi gelecek senaryolarımızı kendimiz yazabiliriz. Aksi taktirde, başkalarının kaleme aldığı senaryolarda, çoğu zaman gizli gündemin farkına bile varmadan, figüran olarak oynamaya mahkum oluruz. “Yol Haritamızı” da Washington ya da Brüksel’de çizerler.

[1] Eski diplomat, Basbakan danismani, Uluslararasi Enerji Ajansi ve OECD ust duzey yoneticisi, BG Group direktoru. Halihazirda, Global Resources Corporation Başkanı, The Bosphorus Energy Club Baskani, Genel Energy plc ve Yasar Holding bagimsiz yonetim kurulu uyesi, Energy Charter “ozel elcisi”. m.ogutcu@globalresourcespartnership.com | www.bosphorusenergyclub.org

Devamı için aşağıdaki pdf dosyasını indiriniz… [/vc_column_text][vc_cta_button call_text=”Enerji 2023:
Girişimcinin Gündemi,
Mehmet Öğütçü, İstanbul
” title=”Konuşma metninin tamamı (16 sayfa), indirmek için tıklayınız…” target=”_self” color=”btn-warning” icon=”wpb_bookmark” size=”wpb_regularsize” position=”cta_align_right” href=”https://www.bosphorusenergyclub.org/wp-content/uploads/2015/11/girisimcilerkulubu-Enerji-2023-1.pdf”][/vc_column][/vc_row]